Epidemiological Features of Patients with Acute Respiratory Distress Syndrome and Factors Determining Mortality in These Patients in a Medical Intensive Care Unit in Turkey
1Department of Internal Medicine, Division of Intensive Care Medicine, Gazi University Faculty of Medicine, Ankara, Turkey
2Department of Internal Medicine, Gazi University Faculty of Medicine, Ankara, Turkey
J Crit Intensive Care 2012; 3(2): 19-22 DOI: 10.5152/dcbybd.2012.06
Full Text PDF (Turkish)

Abstract

Aim: Acute respiratory distress syndrome (ARDS) is an acute hypoxemic respiratory failure refractory to oxygen therapy. The incidence of ARDS is not high, but its management is very difficult for the intensivist and the mortality rate is high. In this study, the general characteristics of patients with ARDS in a medical intensive care unit (ICU) in a university hospital were evaluated. The mortality rate in these patients was determined and factors related to mortality were assessed. Material and Methods: Patients who had ARDS upon admission or developed ARDS after admission between April 2007 to August 2010 in our medical ICU were included in the study. The prospective data of ARDS patients were studied retrospectively. Demographic characteristics, reasons for ARDS, treatment modalities, mortality rate and factors determining mortality were evaluated.
Results: One thousand one hundred and twenty-five (1125) patients were admitted to our medical ICU during the study period. Ninety (8%) patients had ARDS upon admission or developed ARDS after admission in this period. These ARDS patients were accepted as the study group. The median age was 46 [30-60] and 61% of patients were male. Upon admission, the APACHE II and Glasgow coma scores were 23 [17-28] and 15 [11-15], respectively.The most common underlying disease was hematological malignancy (57%). Sixty-two percent (62%) of patients were immunocompromised. The most common etiologies of ARDS were pneumonia (58%) and sepsis (21%). The ratio of partial oxygen pressure to inspired oxygen fraction (PaO2/FiO2) was 113 [76-166] mmHg. Nineteen percent (19%) of ARDS patients received non-invasive mechanical ventilation (NIMV), 30% received invasive mechanical ventilation (IMV), and 48% received both NIMV and IMV. ICU and hospital stay were 8 [4-14] and 22 [12-38] days, respectively. ICU and hospital mortality were 66% (59) and 70% (63), respectively. Performing NIMV and admission from the emergency room (ER) were found to be independent risk factors associated with lower mortality, whereas the development of immunosuppression and sepsis in the ICU were independent risk factors associated with higher mortality.
Conclusion: The ICU mortality rate was 66% in our ARDS patients. We also found that immunosuppression and sepsis that developed in the ICU increased the mortality rate, while performing NIMV and admission from the ER reduced the mortality rate in our ARDS patients. (Yoğun Bakım Derg 2012; 3: 19-22)


Türkiye’de Bir İç Hastalıkları Yoğun Bakım Ünitesi’nde Akut Respiratuar Distres Sendromu ile İzlenen Hastaların Genel Özellikleri ve Bu Hastalarda Mortaliteye Etkili Faktörler
1Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi İç Hastalıkları Anabilim Dalı, Yoğun Bakım Bilim Dalı, Ankara, Türkiye
2Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi, İç Hastalıkları Anabilim Dalı, Ankara, Türkiye
Journal of Critical and Intensive Care 2012; 2(3): 19-22 DOI: 10.5152/dcbybd.2012.06

Amaç: Akut respiratuar distres sendromu (ARDS) oksijen tedavisine yanıt vermeyen bir akut hipoksemik solunum yetmezliği sendromudur. Görülme sıklığı çok yüksek olmamasına rağmen, yoğun bakımcılar için halen tedavisi güç ve zahmetli, mortalitesi yüksek bir klinik tablodur. Bu çalışmada bir üniversite hastanesi iç hastalıkları yoğun bakım ünitesinde (YBÜ) ARDS tanısı ile izlenen hastaların genel özellikleri incelenmiş, bu grup hastadaki mortalite oranı belirlenmiş ve mortaliteye etki eden faktörler saptanmaya çalışılmıştır.
Gereç ve Yöntemler: Bu çalışmaya Nisan 2007-Ağustos 2010 tarihleri arasında iç hastalıkları YBÜ’mize ARDS tanısı ile yatan veya yoğun bakımdaki izlemi sürecinde ARDS gelişen hastalar alındı. Veriler prospektif olarak tutulan yoğun bakım veri tabanından retrospektif olarak elde edildi. Demografik özellikler, ARDS sebepleri, tedavi modaliteleri, mortalite oranı ve mortaliteye etki eden faktörler ortaya konulmaya çalışıldı.
Bulgular: Bu süreç içerisinde YBÜ’mize 1125 hasta yattı. Doksan (%8) hastaya yatışta veya izlemde ARDS tanısı konuldu. ARDS tanısı alan hastalar çalışma grubunu oluşturdu. Çalışma grubundaki hastaların medyan yaşı 46 [30-60] idi ve %61’i erkekti. Yatış APACHE II ve Glasgow koma skorları sırasıyla 23 [17-28] ve 15 [11-15]’di. En sık altta yatan hastalık hematolojik kanserdi (%57). Hastaların %62’si immunsüpresifdi. ARDS’nin en sık nedenleri %58 ile pnömoni ve %21 ile sepsisti. Hastaların parsiyel oksijen basıncının inspire edilen fraksiyone oksijene oranı (PaO2/FiO2) 113 [76-166] mmHg’dı. Hastaların %19’unda sadece noninvaziv mekanik ventilasyon (NİMV), %30’unda sadece invaziv mekanik ventilasyon (İMV), %48’inde ise hem NİMV hem de İMV uygulandı. YBÜ’nde ve hastanede yatış süreleri sırasıyla 8 [4-14] gün ve 22 [12-38] gündü. ARDS’li hastaların YBÜ ve hastane mortaliteleri sırasıyla %66 (59 hasta) ve %70 (63 hasta)’di. İmmünsüpresyon ve YBÜ’de sepsis gelişimi mortaliteyi artıran bağımsız risk faktörleri iken; NİMV uygulanması ve acil servisten yatış mortaliteyi azaltan bağımsız risk faktörleri olarak tespit edildi.
Sonuç: İç hastalıkları YBÜ’mizde ARDS tanısı ile izlenen hastaların mortalitesi %66’dır. İmmünsüpresyon ve YBÜ’de gelişen sepsis mortaliteyi artıran, NİMV uygulanması ve acil servisten kabul mortaliteyi azaltan risk faktörleri olarak bulunmuştur. (Yoğun Bakım Derg 2012; 3: 19-22)