Prognostic significance of critical patients’ platelet indexes in mixed type critical care unit
1Trakya University, Internal Medicine Intensive Care, Edirne, Turkey
J Crit Intensive Care 2019; 10(1): 13-17 DOI: 10.33381/dcbybd.2019.1877
Full Text PDF Full Text PDF (Turkish)

Abstract

Introduction: Thrombocyte indexes (TIN) are biological markers of thrombocyte morphology and function. In critical patients, few studies evaluated TIN relation with disease severity and prognosis.
Aim: In this study, we objected to evaluate TIN as a routine feasible parameter at respect of clinical significance to predicting mortality, even though thrombocyte count and functions were prone to alter by variable conditions of critical care unit patients.
Materials and methods: Data of 314 patients those with objected parameters out of 347 retrospectively evaluated for TIN relation with clinical surveillance and demographics, in a ten bed capacity mixed-type tertiary CCU in between Jan 1st – 31st Dec 2016.
Results: Patients’, 194 male (62%), mean age was 62.7 ± 16.9 (19-86) and APACHE II score was 18.9 ± 8.5, mean length of stay (LOS) was 9.1 (1-182) days and with 43% mortality. The mean thrombocyte volume (MPV) and dispersion width (PDW) indexes were both correlated each other and positively with disease severity, on the other hand negatively with thrombocyte count. The higher plateletcrit (PCT) levels otherwise lower MPV and PDW were found in males, and also showed relatively lower mortality rates (37.6%<44.1%) (p<0.01). Increrased PDW levels and lower thrombocyte counts were related to higher mortality, in addition to this, PCT<0.17 levels showed 2x higher mortality risk compared to PCT>0.32. Both PDW/PLT and PDW/PCT ratios related to mortality too (p<0.001, p<0.001), otherwise with relatively lower coefficients (r: 0,11, r: 0,10).
Conclusion: TIN in mixed type CCUs was assumed as PDW and PCT could be included to disease severity scoring system prognostic biomarkers, like thrombocyte counts.


indirek kalorimetre, enerji tüketimi, tahmin ettirici denklemler, yoğun bakım, beslenme
1Trakya Üniversitesi, İç Hastalıkları Yoğun Bakım, Edirne, Türkiye
Journal of Critical and Intensive Care 2019; 1(10): 13-17 DOI: 10.33381/dcbybd.2019.1877

Giriş: Trombosit indeksleri (TİN), trombositlerin morfolojisi ve fonksiyonları hakkında bilgi veren biyolojik belirteçlerdir. Kritik hastalarda TİN’leri hastalık şiddet ve prognozuyla ilişkilendiren az sayıda çalışma vardır.
Amaç: Çalışmamızda trombosit sayı ve fonksiyonlarını etkileyebilecek pek çok etkenin maruziyeti altında olan YBÜ hastalarında, rutin olarak çalışılan trombosit indekslerinin klinik önemini ve mortaliteyi öngörmedeki başarısını değerlendirmeyi amaçladık.
Gereç ve yöntemler: 01 Ocak 2016- 31 Aralık 2016 tarihleri arasında 10 yataklı üçüncü basamak karma YBÜ’de takip edilen 347 hastadan TİN’leri ölçülebilen 314 hastanın demografik özellikleri ve klinik takip verileri geriye yönelik olarak incelendi.
Bulgular: Hastaların 194’ü (%62) erkek, yaş ortalaması 62.7 ± 16.9 (19-86), APACHE II hastalık şiddet skor ortalaması 18.9 ± 8.5, ortalama yatış süresi (OYS) 9.1 (1-182) gün ve mortalite %43 saptanmıştır. Ortalama trombosit hacmi (MPV) ve trombosit dağılım genişliği (PDW) indekslerinin birbirleriyle korele olduğu; bununla birlikte hastalık şiddeti ile pozitif, trombosit sayısı ile negatif korelasyon gösterdikleri tespit edilmiştir. Erkek cinsiyette MPV ve PDW düşük, plateletcrit (PCT) ise yüksek saptanmıştır, bununla birlikte mortalite oranı nispeten düşük gerçekleşmiştir (%37.6<%44.1) (p<0.01). Genel hasta popülasyonuna bakıldığında ise PDW artışı ve trombosit düşüklüğünün mortalite artışı ile ilişkili olduğu, PCT değeri 0.17’nin altında olduğunda, 0.32’nin üzerinde olanlara göre mortalite riskinde iki kat artış olduğu tespit edilmiştir. Ayrıca PDW/PLT ve PDW/PCT oranlarının her ikisinin de mortaliteyle korele (p<0.001, p<0.001) olduğu ancak özgüllük ve duyarlılıklarının yeterli düzeyde olmadığı (r:0,11, r:0,10) gözlenmiştir.
Sonuç: Trombosit indekslerinden PDW ve PCT’nin karma yoğun bakım ünitelerinde, trombosit düzeyi gibi hastalık şiddetini tanımlayan ve skorlama sistemlerine dahil edilebilecek, prognostik biyo-belirteçler olduğu kanaatine varıldı.