Aim: Rapid prediction of prognosis is helpful in reflecting the disease severity and patient mortality. This is especially important in critically ill elderly patients who have high mortality risk. This study aimed to investigate the effects of admission laboratory results and medical histories on the prediction of prognosis in critically ill elderly patients.
Material and Methods: Patients who were ≥65 years and admitted to a medical intensive care unit (ICU) between 2011 and 2013 were retrospectively analyzed.
Results: The study included 449 patients and mortality rate was 47.4%. Nonsurvivors had lower pH, HCO3 and albumin levels, and lower hematocrit and platelet counts, but higher aspartate aminotransferase, alanine aminotransferase, C-reactive protein (CRP), creatinine, phosphorus, magnesium and bilirubin levels, and higher leukocyte count than survivors. The rates of chronic kidney disease, being in a bedridden state and having cardiopulmonary resuscitation (CPR) before ICU admission were significantly high in nonsurvivors. Multivariate analysis showed that pH <7.20, albumin ≤2 gr/dL, low hematocrit and high CRP levels, high leukocyte count, bedridden state, and CPR were mortality predictors. After including the admission diagnoses and endotracheal intubation into the model, pH <7.20 (odds ratio [OR], 4.31; 95% confidence interval [CI], 1.59-11.70), albumin ≤2 gr/dL (OR, 3.61; 95% CI, 0.99-13.03), hematocrit level (OR, 0.94; 95% CI, 0.91-0.99) and leukocyte count (OR 1.06; 95% CI, 1.01-1.11) retained their prognostic importance for mortality.
Conclusions: Severe acidemia, low albumin and hematocrit levels, and high leukocyte count at admission help clinicians to foresee the prognosis in severely ill elderly patients. They keep their importance even in the presence of other fundamental mortality predictors.

Amaç: Hızlı prognoz tahminin yapılması hastalık ciddiyetini ve hasta mortalitesini belirlemede yardımcı olur. Bu durum özellikle yüksek mortalite riskine sahip olan kritik yaşlı hastalarda önemlidir. Bu çalışmada, kritik yaşlı hastalarda başvuru esnasındaki laboratuvar sonuçları ile medikal hikayenin prognoz üzerindeki etkisinin araştırılması amaçlanmıştır.
Gereç ve Yöntemler: Üçüncü basamak medikal yoğun bakım ünitesine (YBÜ) 2011-2013 tarihleri arasında yatırılan 65 yaş ve üstü hastalar retrospektif olarak incelendi.
Bulgular: Çalışmaya 449 hasta alındı ve mortalite oranı %47.4 idi. Ölenlerin pH, HCO3, albümin, hematokrit ve trombosit değerleri anlamlı düşük, fakat lökosit, aspartat aminotransferaz, alanin aminotransferaz, C-reaktif protein (CRP), kreatinin ve bilirubin değerleri ise anlamlı yüksek bulundu. Kronik böbrek hastalığı, yatağa bağımlılık ve YBÜ yatışı öncesi kardiyopulmoner resüsitasyon (KPR) oranları ölen vakalarda belirgin yüksek tespit edildi. Çoklu değişken analizinde pH <7.20, albümin ≤2 gr/dL, düşük hematokrit ve yüksek CRP seviyesi, artmış lökosit sayısı, yatağa bağımlılık ve KPR varlığı mortalite prediktörleri olarak saptandı. Hastaların yatış tanıları ve endotrakeal entübasyon varlığı analiz modeline eklendiğinde ise pH <7.20 (odd ratio [OR], 4.3; %95 güven aralığı [GA] 1.59-11.70), albümin ≤2 gr/dL (OR, 3.61; 95% GA, 0.99-13.03), hematokrit seviyesi (OR, 0.94; %95 GA, 0.91-099) ve lökosit sayısı (OR, 1.06; 95GA, 1.01-1.11) birer mortalite prediktörü olarak sebat ettikleri görüldü.
Sonuç: Yatış esnasında saptanan ciddi asidemi, yüksek lökosit sayısı ve düşük albümin ile hematokrit seviyesi klinisyene kritik yaşlı hastalarda prognozu öngörmede yardımcı olurlar. Diğer önemli mortalite prediktörleri varlığında dahi bu parametreler anlamlılıklarını korumaktadırlar.