Stress Ralated Erosive Syndrome Prophylaxis in Intensive Care Units
1Department of General Surgery, Hacettepe University Faculty of Medicine, Ankara, Turkey
J Crit Intensive Care 2010; 1(2): 48-51 DOI: 10.5152/dcbybd.2010.05
Full Text PDF (Turkish)

Abstract

Although the incidence is decreasing, stress-related erosive syndrome causes overt bleeding in 0.6-6% of critically ill patients. The use of prophylactic medicine and advances in the care and endoscopic treatment of the patients is responsible for this decrease. The two main factors in the development of the stress-related erosive syndrome are ventilation lasting more than 48 hours and coagulopathy. General preventive measures such as fluid resuscitation, control of sepsis and adequate tissue oxygenation is essential to prevent stress-related erosive syndrome. Prophylaxis may be divided in tree groups: neutralization of the gastric acid (antacids), inhibition of the gastric acid secretion (H2 blockers, proton pump inhibitors) and reinforcement of the gastric mucosa (sucralfate). Although prophylaxis decreases the incidence of bleeding, a decrease in the mortality is not shown. (Yoğun Bakım Derg 2010; 2: 48-51)


Yoğun Bakım Ünitelerinde Strese Bağlı Erozif Sendrom Proflaksisi
1Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi, Genel Cerrahi Anabilim Dalı, Ankara, Türkiye
Journal of Critical and Intensive Care 2010; 2(1): 48-51 DOI: 10.5152/dcbybd.2010.05

Strese bağlı erozif sendromda ciddi kanama hastaların %06.-6’sında görülmektedir ancak bu kanamaların insidansı azalma eğilimindedir. Bunda proflaktik ilaçların yaygın kullanımı dışında kritik hastaların bakımlarında ve endoskopik tedavilerdeki gelişmeler de etkilidir. Strese bağlı erozif sendrom için iki önemli risk faktörü 48 saatten daha uzun süren entübasyon (odds oranı 15.6) ve koagülopati (odds oranı 4.3) varlığıdır. Strese bağlı erozif sendromun önlenmesi öncelikle genel tıbbi prensiplerin uygulanmasını gerektirir. Bu önlemler sıvı resüsitasyonu, sepsisin kontrolü ve uygun doku oksijenasyonunun sağlanmasıdır Proflaksi üç grupta incelenebilir. 1- gastrik asidin nötralizasyonu (antasitler), 2- gastrik asit sekresyonunun azaltılması (H2 reseptör blokörleri, proton pompa inhibitörleri), 3- mide mukozasının güçlendirilmesi (sükralfat). Proflaksi kanama insidansını azaltmasına rağmen mortalitede bir azalmayı göstermek mümkün olmamıştır.
(Yoğun Bakım Derg 2010; 2: 48-51)