Prediction of Extubation Success in Myasthenic Crisis Using Bedside Functional Residual Capacity Measurement: A Prospective Feasibility Study
1Department of Neurology, Faculty of Medicine, Hacettepe University, Ankara, Turkey
2Department of Radiology, Faculty of Medicine, Hacettepe University, Ankara, Turkey
J Crit Intensive Care 2012; 3(2): 36-42 DOI: 10.5152/dcbybd.2012.09
Full Text PDF

Abstract

Aim: Extubation failure often complicates the recovery phase of a myasthenic crisis (MC). Bedside functional residual capacity (FRC) is a relatively new technique shown to be promising in the improvement of ventilation management in the intensive care unit (ICU), and may have a role in the estimation of extubation success. Since the prediction of extubation success is difficult due to the absence of formally evaluated disease-specific criteria, the appropriateness of any strategy described for non-neuromuscular conditions should be validated for specific neuromuscular diseases such as MC. In accordance, we designed a pilot study to determine the feasibility of bedside FRC measurement in the prediction of extubation success in MC and to determine its yield when added to the conventional parameters.
Material and Methods: We prospectively studied the additive value of bedside FRC measurements to predict extubation outcome in 11 MC episodes. The area under the receiver operating characteristic curve (ROC AUC), sensitivity and specificity of all weaning and extubation indices that passed exploratory analysis were determined.
Results: The frequency of extubation failure, defined as the need for reinstitution of ventilatory support within 72 hours of planned endotracheal tube removal, was 55% in this study population, in which all patients met the standard weaning indices indicating safety of extubation. The risk of extubation failure was connected to higher airway pressures (peak inspiratory and plato pressures; PIP and Pplato; ROC AUCs: 0.933 and 0.917), increased gradient of end-tidal CO2 to arterial CO2 (CO2 gradient; ROC AUC:0.900) and total airway care score (ACS; ROC AUC:0.983), but not to FRC, the simplified acute physiology score (SAPS-II) and the traditional weaning criteria such as the rapid shallow breathing index (RSBI) and mouth occlusion pressure (P0.1). Although perhaps useful when measurable, the utility of maximal inspiratory/expiratory mouth pressures (MIP and MEP) was also low due to the inability of MC patients to perform the maneuvers required to obtain these parameters. In contrast, FRC measurement was easily attainable at the bedside, with zero risk to the patient and correlated well to the aerated lung volume measured by chest CT (r=0.717).
Conclusion: This preliminary study suggests that bedside FRC measurement is safe and feasible for long-term monitoring of intubated myasthenic patients. Its utility in determining weaning and extubation outcomes requires further studies with larger samples. Standard weaning parameters may not be accurate enough in the prediction of extubation outcome in MC, probably reflecting differences in the pathophysiology of failure of extubation and weaning. As a new semi-objective measurement of pulmonary secretion status, ACS can be helpful in the identification of the risk of extubation failure. (Yoğun Bakım Derg 2012; 3: 36-42)


Yatak Başı Fonksiyonel Rezidual Kapasite Ölçümünün Myastenik Krizde Ekstübasyon Başarısının Tahminindeki Rolü: Prospektif Pilot Çalışma
1Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi, Nöroloji Anabilim Dalı, Ankara, Türkiye
2Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi, Radyoloji Anabilim Dalı, Ankara, Türkiye
Journal of Critical and Intensive Care 2012; 2(3): 36-42 DOI: 10.5152/dcbybd.2012.09

Amaç: Ekstübasyon başarısızlığı myastenik kriz (MK) sürecinin sıklıkla olumsuz etkileyen bir durumdur. Yatak başında yapılabilen fonksiyonel rezidüel kapasite (FRC) ölçümünün yoğun bakımda ventilator yönetimini olumlu yönde geliştirebileceğine dair ön veriler bulunmakla birlikte bu metodoloji ekstubasyonun kaderini ön görme açısından da yararlı olabilir. Formel olarak hastalığa özgün kriterlerinin belirlenmemiş olması ektübasyonun kaderinin saptanmasını güçleştirdiği için non nöromusküler hastalıklar için önerilmiş olan herhangi bir stratejinin MK gibi nöromuskuler hastalıklar için uygunluğunun validasyonu gereklidir. Bu görüşle dizayn edilen bu pilot çalışmada yatak başı FRC ölçümünün fizibilitesi belirlenmiş ve konvansiyonel kriterlere ilave edilmesi durumundaki verimi incelenmiştir.
Gereç ve Yöntemler: Bu çalışmada 11 MK episodunda ektübasyon sonucunun tahmininde yatak başında elde olunan fonksiyonel rezidüel kapasite (İngilizcesini akronimi FRC) ölçümünün katkısı araştırılmıştır. ROC eğrisi altında kalan alan [ROC AUC], sensitivite ve spesifisite değerlerinin %95 güven aralığının alt limiti tek yönlü analizi geçen parametreler için hesaplanmıştır.
Bulgular: Ekstübasyon sonrası 72 saat içinde tekrar invazif mekanik ventilasyona bağlanma ihtiyacı 11 episodun 6’sında (%55) ortaya çıkmıştır. Bu hastaların hepsinde klasik ayırma kriterleri sağlanmış durumdadır. Ekstübasyon başarısızlığı artmış hava yolu başınçları (Pik İnspiratuar ve Plato basıncı- PIP ve Pplato; ROC AUC: 0,933 ve 0,917); artmış alveolo-arteriyel CO2 gradienti (etCO2-PCO2; ROC AUC: 9,900) ve total hava yolu bakım skoru (ACS; ROC AUC: 0,983) ile ilişkili iken FRC ve bunun yanında SAPS-II, RSBI ve P100 gibi sık kullanılan parametrelerle ilişkili değildir. Olasılıkla ölçüldüğünde yararlı olan maksimum inspiratuar ve ekspiratuar ağız içi basınçlarının (MIP, MEP) hastaların gereken manevraları yapamaması nedeniyle kullanımının kısıtlı olduğu görülmüştür. Oysa, FRC hasta başında hasta için herhangi bir risk oluşturmaksızın başarılı bir şekilde ölçülebilmekte olup havalanan akciğer volümü için tomografi ile yüksek korelasyon göstermektedir (r=0,717).
Sonuç: Bu alanında bir ilk olan çalışmada hasta başında FRC ölçümünün ve uzun süreli monitörize edilmesinin myastenik kriz olgularında güvenli ve uygulanabilir olduğu ortaya konulmuş olmaktadır. Ayırma ve ekstübasyon kararında FRC ölçümünün öngörü değerini belirlemek için ise fazla sayıda hasta içeren etkinlik çalışmalarına ihtiyaç vardır. Bu çalışmada tespit edilen diğer önemli bir unsur aralarındaki patofizyolojik farkın aslında bir yansıması olan ayırma kriterlerinin ekstübasyonun öngörülmesinde belirgin pozisyonu olmadığıdır. Pulmoner sekresyon durumunun semi-objektif bir göstergesi olarak “Havayolu Bakım Skoru (Airway Care Score) veya benzerlerinin ekstübasyon başarısızlığının öngörülmesindeki yeri araştırmaya değerdir. (Yoğun Bakım Derg 2012; 3: 36-42)