Cerebral Venous Thrombosis: A Case Series and Literature Review
1Department of Neurology, Celal Bayar University Hafsa Sultan Hospital, Manisa, Turkey
J Crit Intensive Care 2015; 6(2): 48-56 DOI: 10.5152/dcbybd.2015.706
Full Text PDF (Turkish)

Abstract

In this study, 15 patients who were being followed in a cerebrovascular diseases outpatient clinic with the diagnosis of cerebral venous thrombosis were retrospectively reviewed. The study aimed to assess and review their complaints at the time of presentation and during the clinical course as well as assess the etiological risk factors using new imaging modalities and new and old therapeutic modalities. Cerebral venous thrombosis was recognized as a rare and fatal condition when it was first defined; however, it currently presents with a better prognosis because of increased awareness, advanced neuroimaging techniques, and therapeutic methods. The use of dabigatran, which is a new therapeutic option, remains on the agenda particularly for avoiding drug interaction with warfarin in the patients with comorbidities and history of multiple medications. Dabigatran has a high rate of success with low incidence of side effects.
(Yoğun Bakım Derg 2015; 6: 48-56)


Serebral Venöz Trombozlar: Bir Olgu Serisi ve Literatür Derlemesi
1Celal Bayar Üniversitesi Hafsa Sultan Hastanesi, Nöroloji Kliniği, Manisa, Türkiye
Journal of Critical and Intensive Care 2015; 2(6): 48-56 DOI: 10.5152/dcbybd.2015.706

Bu olgu serisinin amacı, serebrovasküler hastalıklar polikliniğinde serebral venöz tromboz tanısı ile izlenen on beş hastanın retrospektif olarak incelenerek; başvuru şikayetleri, demografik özellikleri, etiyolojide rol alması olası risk faktörleri, klinikleri, radyolojik ve laboratuvar bulguları ile değerlendirilip tedavide uygulanan eski ve yeni yöntemler ile elde edilen sonuç bilgilerini sunmaktır. Serebral ven trombozu (SVT), ilk tanımlandığı dönemlerde ölümcül ve nadir görülen bir hastalık olarak bilinmekte iken, günümüzde görülme sıklığı artmış ve mortalitesi azalmıştır. Bunun nedeni olarak geniş bir yelpazede görülen klinik bulguların farkına varılması, en son bildirilen nörogörüntüleme tekniklerinin kullanılması ve bunların ışığında olguların tespit edilme olasılığının artması; yeni tedavi yöntemlerinin gelişmesi ile hastalığın prognozunun iyileşmesi gös-terilmektedir. Özellikle eşlik eden hastalıkları ve çoklu ilaç kullanım öyküsü olan olgularda warfarin etkileşiminden kaçınılması amacıyla yeni bir seçenek olan dabigatran kullanımı gündemdedir. Dabigatran tedavisinin başarı oranı yüksek olmakla birlikte yan etki insidansı azdır. (Yoğun Bakım Derg 2015; 6: 48-56)